Hangi İkinci Yabancı Dili Öğrenmek Kariyer Açısından Avantajlı?

Günümüzde yabancı dil öğrenme konusunda birçok soru alıyorum. Bunlardan birisi de ikinci yabancı dil olarak neyi öğrenmeliyim? sorusu. Bu konuda İngilizce’ si ni TOEFL ve IELTS olarak ıspatlamış ingilzce konusunda ciddi mesafe katetmiş arkadaşlar için ikinci olarak öğrenebilecekleri bazı dilleri belirli kriterlere göre inceledim.

Günümüzde ekonomik bir ülkenin ekonomik güç olması, doğal olarak o ülkede konuşulan dilinde iş ilişkilerinde ön plana çıkmasını sağlamakta ve ikinci dil eğitimi veren eğitim kurumlarında bu dile yönelik ilgi de haliyle artmaktadır.

İkinci dilin, kişinin ortalama gelirini arttıracağını söylemenin kesin bir delili olmasa da istihdam edilme konusunda yardımcı olacağı kesindir.

İspanyolca İspanyolca,  ana dilde 400 milyon’ dan daha fazla insanın 44 ülkede yaygın konuşulan çok yaygın bir dil konumunda. İspanyolca’ nın ABD’ de İngilizce’ den sonra konuşulan en önemli dil olması da önemini bir kat arttırmaktadır. Bu nedenle, yurtdışında (ABD, Latin Amerika) müşteri ilişkileri, tedarikçi ilişkileri olan şirketler için bu dili bilmek büyük avantaj olacaktır. Çünkü, gelişen Latin Amerika ekonomisi ve ABD düşünüldüğünde bu ülkelerin ekonomisine dokunma buralarda ticari hacmini genişletmek isteyen firmaların İspanyolca bilen birisini tercih etmek isteyeceğini söylemek yanlış olmaz. Çünkü, Latin Amerika firmalarının yabancı yatırımı çekmesi ve bir çok gelişmekte olan ülkenin dilinin İspanyolca olması bu dili kariyer açısından da avantajlı bir konuma getiriyor. Büyük yatırımlar yapan, yurtdışı işler yapan yada yapmak isteyen firmalarda İspanyolca bilen bir çalışan olması fark yaratacaktır .ABD de kariyer yapmak isteyen kişiler için de İspanyolca sanılandan daha öte bir fayda sağlayacaktır. Kariyer dışında, sanat dalında İspanyolca yaygın bir kullanıma ve zenginliğe sahip. Turistik gezi için gezebileceğiniz 50 ülkenin İspanyolca konuşuyor olması da ayrı bir avantaj durumunda. İnternet kullanımında İspanyolca konuşulduğu kadar yaygın bir dil durumunda değil, internet ortamında sadece %7.9 oranında bir kullanıma sahip. İspanyolca’ nın öğrenilmesi kolay diller sıralamasında üst sıralarda olması da bir avantaj. İspayonlca’ nın dezavantajlarından bir diğeri ise akademik olarak size bir kaynak sağlayamayacak olması. İspanya ‘ nın bilimsel anlamda geride olan bir ülke olması dilini de akademik/bilimsel bir kaynak olmaktan çıkarıyor. Fransızca Fransızca, ana dilde 74 milyon kişi tarafından konuşulmakta. Fransa’ nın Kuzey Amerika (Kanada), Afrika kolonileri düşünüldüğünde ve Avrupa ülkelerinde hala ikinci yabancı dil olarak Fransızca’ nın ön plandan olmasından kaynaklı dünya genelinde 290 milyon Fransızca bilen kişinin olduğu bir gerçek.  29 ülkede resmi dil olarak kullanılmakta. Afrika, sanılanın aksine dünyanın en zengin maden, tarım kaynaklarını elinde bulundurmakta ve giderek bu kıtaya yatırım imkanları artmaktadır. Afrika’ da Fransızca’ nın çok yaygın bir dil durumunda olması buralara yatırım planlayan, ticari hacmini genişletmek isteyen firmalar için bu dili ön plana çıkarmaktadır. Fransa, ilaç, telekomünikasyon, havacılık, enerji üretimi gibi sektörlerde dünyayı domine eden bir pozisyona sahip. Ayrıca, Fransızca NATO, Birleşmiş Milletler, Olimpiyatlar, Kızıl Haç ve diğer uluslar arası kuruluşların resmi dili pozisyonundadır. Fransızca sanatta ön planda olan bir dil olduğu gibi, akademik anlamda kaynaklarda bulmanızı sağlayacak bir dil konumunda. Özellikle Kanada ve Fransa gibi bilimsel anlamda ileride olan ülkelerin akademik kaynaklarından faydalanmak ciddi bir avantaj olacaktır. Fransızca İngilizce bilenler tarafından öğrenilmesi en kolay dil olarak nitelendirilmektedir. Mandarin (Çince) Çin , bu yüzyılın kaçınılmaz küresel bir varlığı durumuna gelmiştir. Çin’ de konuşulan en yaygın dil olan Mandarin 960 milyon insan tarafından kullanılmakta. Çin ve Tayland‘ dın bazı bölgelerinde kullanılmakta. Çin, günümüzün ticari bir kalesi konumunda. Üretim anlamında, ticaret anlamında tek başına tüm dünyayı yönlendirebilme kapasitesine gelmiş vaziyette. Uluslararası işlerde ve bankacılık alanında çalışmak isteyenlerin Çince bildiğini gösteren bir özgeçmiş fark yaratacaktır. Çince bilmek iş dünyasındaki yap bozda bir parçayı komple doldurmaktadır. Çin’ in son yıllarda eğitime ağırlık vermesi ve öğrenci yetiştirmesi Çince’ de inanılmaz bir akademik hareketlilik sağlamıştır. Bu dili yazılı olarak bilen birisi akademik ve iş dünyası açısından iyi kaynaklara ulaşacağı aşikardır. Çince, yazma dili olarak zor olduğu bilinmektedir. Ancak, dil bilgisi , fiil çekimi ve zaman çekimi açısından bilindiğinin aksine kolaydır. Arapça Ortadoğu’ nun ekonomik gücü daha belirgin hale geldikçe, Arapça’ ya olan talep de arttı. Arapça dil eğitimine olan ilgide son yıllarda %100′ e varan bir ilgi artışı bulunmaktadır. 20 ülkenin ana dili olan ve 57 ülkede konuşulan Arapça coğrafi olarak da yaygın kullanıma sahip olan diller arasında. Ekonomik olarak, Batı’ nın hayati kaynaklarını (Petrol) sağlayan Ortadoğunın Arapça konuşması, askeri, savunma sanayi ve turizm açısından önemli bir dil olması  Arapça’ yı destekleyen diğer faktörler. Ancak, Arapça Moğolca, Japonca, Korece ve Çince ile birlikte öğrenilmesi en zor diller arasında yer alıyor. Dilin öğrenilmesi için ciddi motivasyon gerektiğini söylemek yanlış olmaz. Rusça Dünya genelinde yaklaşık 250 milyon Rusça konuşan kişi bulunduğu tahmin edilmektedir. Özellikle Sovyet dönemi ülkelerinde Rusça’ nın bilinmesi o ülkelerin ekonomik güçleri göz önüne alındığında dil açısından Rusça’ nın ön plana çıkmasını sağlamaktadır. Rusların diğer ülkelere turizm açısından ilgi duyması, Rusya/Rusça konuşan ülkelerin  ekonomik gücü ve ticari hacmi bu ülkelere iş yapan veya planlayan firmalar için Rusça’ yı ön plana çıkarıyor. Rusya’ nın dış dünyaya açılışının geç olması sebebiyle, İngilizce bilen CEO ve yönetici pozisyonunda sıkıntılar var. Bu sebeple dilin Rusya ilişkilerinde karşılık bulacağını söylemek yanlış olmaz. Rusya’ nın 2008 sonrası akademik anlamdaki atılımları akademik anlamda Rusça’ nın yükselişe geçtiğini göstermektedir. Dilin dezavantajı ise öğrenilmesinin zor olması denebilir. Almanca Alman ekonomisi, Avrupa Birliği içerisindeki en güçlü ve istikrarlı yerlerden birine sahip demek inkar edilemez bir gerçek. Almanya Avrupa’ nın en kalabalık ülkelerinden biri olmasının yanı sıra, Almanca konuşulan diğer Avusturya, Belçika, Danimarka, Hollanda, Lihtenştayn, Lüksemburg ve İsviçre ülkelerinde de Almanca konuşanların sayısı belirli ortalamaların üzerinde. Bu da Almanca’ yı Avrupa’ nın en çok konuşulan dillerinden biri yapıyor. Almanya güçlü ekonomisi ile ABD ve İngiltere için hem ihracat hem ithalat açısından ilk 10 içerisine giren ülkelerden. Almanya, İsviçre, Belçika, Danimarka, Hollanda, Lihtenştayn, Lüksemburg ülkelerinin hepsi bilimsel çalışmalarda OECD verilerinde iyi sıralamalara sahipler. Bu da bilimsel anlamda çok kaynağa ulaşılabileceğini kanıtlar nitelikte. Almanca öğrenilmesi ise zor bir dil olarak nitelendiriliyor. Portekizce 205 milyon kişi tarafından 9 ülkede konuşulan Portekizce İspanyolca kadar olmasa da talebin arttığı bir dil. Brezilya gibi gelişmekte olan güçlü bir ekonominin ( 8. Büyük Ekonomi ) , Doğal zenginlikleriyle ünlü Angola’ nın bu dili konuşması dilin popularitesini arttırmakta. İş anlamında lojistik, tarım sektörlerinde Portekizce bilmek ciddi bir artı olacağını söylemek yanlış olmaz. Japonca Güçlü bir ekonomisi olan Japonya’ nın dilini 122 milyon kişi ana dil olarak  konuşmaktadır. Japonca öğrenmek, otomotiv, iletişim ve finans sektörlerinde çalışanlar için yararlı olabilir. Japonya Dünya’ nın en büyük 3. otomotiv üreticisi konumunda ve en büyük mobil teknoloji üreticilerinden biri. Japonya KDDI, Softbank, NTT , Mitsubishi, Suzuki ve Toyota gibi bir çok dünya devi firmaya ev sahipliği yapmaktadır. Turizm sektörün de Japonca bilmenin çok büyük artıları olacağını söylemek de yanlış olmaz. Japonya bilimsel (akademik) çalışmalarda Dünya’ nın önde gelen ülkeleri arasında olması bu dili bilenlerin öğreneceği daha çok bilgi anlamına geliyor. Kısaca Her dilin avantajları ve zorlukları var. Ama dezavantajı olduğunu söylemek doğru olmaz. Çünkü, her dil kendi değerini size kazandıracaktır. İngilizce’ yi TOEFL/IELTS gibi sınavlarda kanıtlamış arkadaşların  dil seçerken dikkat etmesini düşündüğüm hususlar şunlar:

          • Yurtdışı Planı var mı? Var ise o gideceği ülkeyi dikkate alabilir

 

 

        • Çalışacağı meslek ve sektörde yardımcı olması açısından bir seçim yapabilir:Dil seçiminde dikkat edilecek şeyler, çalışılacak sektör ya da mesleğe göre değişkenlik göstereceğine inanıyorum. Otomotiv sektöründe, Almanca Japonca bilgisi ön plana çıkacağı gibi, hizmet sektöründe de Fransızca ön plana çıkabilmektedir.

 

 

        • Uluslararası Firmada Çalışılıyor ise o firmanın dilinin bilinmesi bir avantaj olabilir. Örneğin Arap sermayeli bir katılım bankasında çalışırken Arapça bilmek kişinin kariyeri için avantaj sağlayabilir.

 

        Öğrenci iseniz bu planlar sizin için belirsiz olabilir. Ancak, en azından çalışılacak sektöre ilişkin araştırma yapmanız bile sizi doğru bir adrese yönlendirecektir. Neticede, her yabancı dil kendine göre avantajlara sahip.

Kaynaklar

  • http://www.businessinsider.com/pisa-rankings-2013-12
  • http://www.researchtrends.com/issue-31-november-2012/the-language-of-future-scientific-communication/
  • http://www.investopedia.com/financial-edge/0113/languages-that-give-you-the-best-chance-to-broaden-your-career.aspx
Hangi İkinci Yabancı Dili Öğrenmek Kariyer Açısından Avantajlı?

Hangi İkinci Yabancı Dili Öğrenmek Kariyer Açısından Avantajlı?” için bir görüş

  1. İyi günler.Ben Dumlupınar Endüstri Mühendisliği 3.sınıf öğrencisi İrem Tuhan.Üniversitemizde kurduğumuz Akılcı Kurumsal Girişimci Proje Topluluğu olarak Üniversitemizde Endüstri Mühendisliği ile ilgili Konferans,söyleyişi yapmak istiyoruz.Bize yardımcı olabilir misiniz?Sİzi Üniversitemizde ağırlamak isteriz..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön