İngiltere’ de bulunduğum okulun hafta sonları ücretli şehir dışı gezileri oluyor. Bu haftada Bath adında bir şehire gezi olduğunu ve yerin tarihi olduğunu ben öğrendim. Gezi için daha önce bahsettiğim Fisherman’s Walk ‘ da buluştuk. Şehir yaklaşık 2 saat civarı bir uzaklıkta. Şehir Roma döneminde bin veya iki bin kişilik bir şehir ve şehir kaplıca için kurulmuş. Daha sonra İngiltere döneminde şehrin adı Bath olmuş. Adını buradan alıyor. Şehirdeki tarihi yapılar ise şöyle: The Roman Bath, The Royal Crescent, Bath Abbey, Pulteney Bridge.. Şehir merkezinde, her sokakta yüzlerce insan dolaşıyor. Ayrıca, mağazalarda ağzına kadar dolu. İlk buluşma yeri olarak Bath Abbey’ i seçtik. Bath Abbey gerçekten çok ihtişamlı bir kilise.
Bath Abbey
Şehrin en büyük kilisesi ve çok tarihi bir değere sahip. İçeri girdiğimde bir bayan bizi kapıda karşıladı. İçerde yapmak istediklerimi söyledim ve bana bağış yapmanız yeterli içeri girmeniz için diyince 1 pound attım. Hayır işlerinde para açıklanmaz. Ama, hayırlı olduğunu düşünmüyorum:) İçerisi ise muazzam derecede ayrıntılı dekorlarla döşenmişti. Gerçi dışarısıda dekor açısından çok ince ayrıntılarla süslüydü. İçeride, rahibenin vaazının ardından, ağlayanlar oldu. The Bath Abbey Cards isimli birde ufak mağaza vardı içeride.. kart almadığıma pişman oldum oradan, Çünkü dışarıdaki fiyatın 10 da birine satıyor. İçerideki dekorları yeni yapacağım kategorimiz “fotoğraflar”da da bulabilirsiniz. Kilise ile ilgili ise orada dağıtılan bir kağıtta yazan hikaye var. Hz. İsa burada bir süre yaşamış. Buda milyonlarca insanın burayı ziyaret etme sebebi olarak anlatılıyor. 1611 yılına kadar ufak bir kiliseyken, yeniden yapılmalar, yıkımlar yaşamış ve 1611 yılında tamamen son hali verilmiş.
The Roman Bath
The Roman Bath için gezme ücreti alınıyor. Hemen Bath Abbey’ in yanında olmasına rağmen, önce biraz gezmek istedim. The Roman Bath, şehrin en eski yapısı konumunda.. Roma İmparatorluğun’ un Aquae Sulis olarak tanımladığı bu yerde, kayaların arasından çıkan su kaynağının (kaplıca) bir yapıya dönüşütürlmesiyle.. yerleşim birimi olmuş. The Roman Bath’ a giriş 10 pound du öğrenci için. İçeride büyük bir müzenin yanı sıra her duvarda ayrı hd kalitesinde sunumlar var. Bir çok yapıyı görme imkanı sunuyor. Özellikle sıcak suyun çıktığı yerdeki buhar görülmeye değerdi. Görüntünün çok büyük olması nedeniyle şimdilik sizlere sadece içeriden fotoğrafları sunabiliyorum.
Roman kültürünü yansıtan insanlarla resim çekinip sohbet edebiliyorsunuz. Tabi, adam roma döneminden kalma değil:) Ama, oranın tarihi ile ilgili gerekli bilgiye sahipler. İçeridede kaplıca havuzları mevcut (tarihi yapılar), batı havuzu, doğu havuzu şeklinde.. Resimdeki ise Büyük havuz..
The Royal Crescent
The Royal Crescent ise 30 tane evin yarım daire şeklinde birleşmesiyle muazzam bir yapı. Evlerin çoğunda camların arkasına dolap veya tahtalar yerleştirildiğini gördüm. Bunun nedeni ise çok ilginç. Şöyleki, Her açık cam başına devlete vergi ödeniyor. Yapı 1774 yılında mimar John Wood tarafından yapılmış. Bir müze mevcut oradada Fakat, vakit darlığından gezme fırsatı bulamadım.
The Pulteney Bridge
Pulteney Bridge ise Avon nehrinin üstüne kurulmuş. Yapımına 1769 da başlanmış ve 1773 tarihinde tamamlanmış. Köprünün etrafında bulunan bahçelerde gezebilir ve mükemmel manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Şahsen bu gezi den çok memnun kaldım. İngiltere’ ye gidenlerin mutlaka görmesi gerektiğini düşünüyorum.
Selametle..