Londra Gezisi

İngiltere’ de her hafta bir şehri gezmek için okulun gezilerini takip etmeye devam ettim.  2 hafta önce ise rota Londra’ yaydı. Londra denildiğinde aklıma ilk gelen yer tabiki Tower Bridge . Tower Bridge’ ın bize dağıtılan haritalarda olmadığını ve oranın gezilmeyeceğini farkettim.  Her gezide olduğu gibi bize ayrılan boş zaman var. Boş zamanın süresinin 1 ile 5 arası olduğunu duyuncada Tower Bridge’ ı kesinlikle görmem gerektiğini düşündüm. Gezi Londra’ da Kraliçe’ nin bulunduğu Buckingham Sarayı gezisi ile başladı. Sarayın önünde  bir meydan ve sağ tarafına doğru çok büyük bir park var. Saray’ da ki bayrağın konumuna göre kraliçenin sarayda olup olmadığı anlaşılıyor. Bu arada okulun bizi gezdiren öğretmenlerinden öğrendiğim kadarıyla, İngiltere’ de kraliyet, en büyük çocuğun cinsiyet farketmeksizin tahta geçmesi ile sürdürülüyor.

Buckingham Sarayı asker değişim töreni

Buckingham sarayı önünde her 2 haftada bir asker değişim töreni gerçekleşiyor. Biz bu töreni kaçırdık. Ama, bir grup asker bir seremoni eşliğinde, cadde boyu yürüyerek bir ufak gösteride bulundular. Sarayı dışarıdan gördükten sonra, sarayın önündeki parka devam ettik. Park’ ta ördekler bulunuyor ve onlara özelde bir adanın bulunduğu büyükçe bir gölleri var. Devlet binaları ise parkın sonunda büyük bir araziye yayılmış şekilde bulunuyor. Devlet başkanlarıda bu bölgede yaşıyorlar. Evleri, atlı polisler tarafından korunuyor. Westminster Abbey de bölgenin en büyük mimari yapılarından birisi, en az manastır kadar insan olması içerisini görme imkanımızı engelledi. Fakat, dışarıdan da çok güzel mimari bir yapısı olduğunu farkediyorsunuz.  Gezimizin devamı, uzak doğulu arkadaşların alışveriş merakı sebebiyle, mağazalara göre şekillendi. Serbest kaldığımızda ise  3 otobüs olarak geldiğimiz Londra’ da sadece 5 kişi benimle Tower Bridge’ e gelmeyi mantıklı buldu. Londra ulaşım olarak metro ile örülmüş.

St Paul Katedrali

Metro kullanımı çok yaygın ama metrolar gerçekten çok eski. Bende arkadaşlar ile yolumuzu nehri takip edere St Paul Katedrali’ ni gördük. Herhangi bir bilgim daha önce yoktu Katedral ile ilgili. Katedralin devasa yapısı ise beni gerçekten şaşırttı. Birazda ufak bir ara sokaktan Katedralin önüne gelmem yapıyı çok şahane bulmuş olmama neden olabilir. Katedralin çevresinde büyük bir kalabalık vardı ve bir seremoniye denk gelmiştik. Ben Katedralin içini görmek için bir arkadaşımla kapıyı aradım. Ama, içeri giriş yasaktı nedenini anlayamadık. Ardından, polis sirenleri ve yoğun güvenlik önlemleri ile 2 siyah araba katedrale yaklaştı. Meraklı kalabalıkta bir İngiliz gelen kişinin Londra lordu olduğunu ve bu organizasyonun yılda bir kez gerçekleştiğini söyledi. Bunu görmüş olmakta beni içeriyi görmekten mutlu etmedi açıkçası 🙂 İçerisini görmek için İngiltere’ de bulunduğum süre zarfında tekrar ziyaret etmek istiyorum katedrali.

St Paul Katedral Lord Ziyaret Seremonisi

Katedrali ziyaretimizi tamamladıktan sonra, Tower Bridge’ i ve yanında bulunan kaleyi ziyaret ettik. Tower Bridge gerçekten yarım saatlik yürümeye değen mükemmel bir mimariye sahip. Tower Bridge gezisini tamamladığımızda ise geç kalma ihtimali olduğu için metro ve otobüs ulaşımının nasıl olduğunu bilmediğimiz şehirde sora sora metro ile buluşma noktasına 10 dk önceden yetiştik.  Londra için daha gezilecek çok yer var ve galiba 2. bir sefer Londra’ yı gezeceğim.

Londra Gezisi
Başa dön