Bayram tatilinin son günü ile haftasonu tatilini birleştirip ufak bir tur düzenlemek için yola çıkma kararı aldık. Marmara bölgesinde gezip görmemiz gereken yerleri bir araştıralım dedik. Bilgisizliğimden olacak ki İznik gibi bir yeri sadece tarih kitaplarından hatırladım. Gezilecek yerler ile ilgili internette çok bilgi yakalayamadım ancak, bahsedilen yapılan tarihlerini okuyunca mutlaka gitmemiz gerektiğini düşünüp listeye ekledim. Mekanların yerlerini araştırırken, Google ve Yandex haritalarda yerlerini bulamadım. Google Earth ü yıllar sonra indirdim ve ne göreyim. Google Earth bu eserleri 3B bina şekline getirmiş ve içerisinin dışarısının görüntülerini sisteme yerleştirmiş. Bunu görünce direk gitmemiz gerektiğini anladım.
İznik’ e İstanbul-Sakarya(Sapanca) yolunu takip edip, Pamukovayı otobandan takip ederek gittik. İnternetten düzgün bir rehber bulamamamıza rağmen şehre girer girmez ilk karşılaştığımız eser: Mahmut Çelebi Camii oldu. Cami 15.yy da yapılmış ve içindeki çiniler ile çok önemli bir eser. Bu eserde 3D Sanal Tur yapmak için: http://www.3dmekanlar.com/tr/mahmut-celebi-camii.html tıklayabilirsiniz. Ardından yürüme mesafesinde yer alan Ayasofya Camii’ ni ziyaret ettik. Kilise olarak 8.yy da önemli kararların alındığı bir mabed olarak yapılmış. Orhan Gazi tarafından 1331 yılında camiye çevrilmiş ve 16. yy da Mimar Sinan eli değmiş ve bazı eklemeler yapılmış. Yunanlıların milli mücadele döneminde 20. yy da yakmasıyla bu güzel eser harap bir hale gelmiş ve 2007 yılında çok da beğenilmeyen bir restorasyon geçirmiş. 2011 yılında ise ibadete açılmış.
Yine birkaç sokak ötede, 1. Murad Hamamı ve Eski Çini Fırınlarını görmeniz mümkün. 1. Murad Hamamı araksındaki Çini dükkanında çok güzel çiniler vardı. Mutlaka görülmesi gereken dükkanlar arasına girebilir.
Şehrin içerisinde yer alan tarihi eserlere 2 ana cadde üzerinden ulaşıyorsunuz. Bizde Yeşil Cami ye ulaşmak için yürürken, Hacı Özbek Camii, Eşrefzade Camii, Şeyh Kudbettin Camii eserlerini gördük. Bunların hepsi yüzlerce yıllık eserler. Mutlaka ve mutlaka görülmesi gerekiyor. Elinizi sallasanız tarihe denk gelen eski Osmanlı başkentinde Yeşil Camii nin yanında yer alan 1. Murat’ ın annesi Nilüfer Hatun tarafından yaptırılan imarethane, de şuan müze haline getirilmek için bir restorasyon süreci geçiriyor. Diğer eserlere nispeten daha büyük bir yapı olması beni Osmanlı’ da hayra verilen önemi hatırlattı aslında. Hakkında çok bilgi alamasak ve bulamasak da müze bahçesindeki eserlerin çok korunduğunu düşünmüyorum.
Şehrin surlarında Göl Kapı, İstanbul Kapı ve Lefke kapı gibi kapılar mevcut. Bu kapılardan İstanbul Kapı yı görme imkanı buldum ve restorasyon ile mükemmel hale gelebileceğini düşünüyorum. Bu kapılar Göl tarafına olduğu için göl kapı ve istanbul tarafına olduğu için de istanbul kapı isimlerini almış olmalılar. Bu konuda kesin bir bilgim yok ama herhalde öyledir 😀 .
İznik’ i Dubrovnik ilişkisine dair şu bilgileri vereyim. Dubrovnik’ de bir kıyı kale şehri, tarihi dokusunu hiç kaybetmemiş ve
sadece yaz döneminde bir aya 160 bin turiste yakın ziyaretçi alıyor. Bunu İznik gibi bir kale şehrinde de doğru ve güzel restarasyonla sağlanabilir. 13. 14. yy eserleri değil sadece Antik tiyatro, senato sarayı gibi Osmanlı öncesi tarihi yapılarında bulunduğu birden çok kültürlü ve Dünyanın en güzel 5. güneş batımı manzarasına sahip bir eski başkent dünyaya duyurulabilir. Dubrovnik kadar turist de çekebilir. Çünkü, Dubrovnik’ e göre etrafında birkaç saat mesafede Bursa ve İstanbul gibi tarihi eski Osmanlı başkentlerini barındıran bir yer. Çinicilik, zeytin, Günbatımı vs derken tam bir turizm bölgesi olacak güzellikte bir yer. “Başkentlik yapmış olmasının yanında 1. ve 7. konsülün İznik’te yapılması hristiyanlık için bir nevi Hac yeridir.” cümlesi de bir çok şehre nasip olmaz diye düşünüyorum.
Okuduğum bir kaç haber metnine ve restorasyonların tarihlerini de düşündüğümde hükümetin ilçe hakkında farkındalığı mevcut ancak, ben bir yerli turist olarak bir bilgi bulamadım internette.